Tuz, birçok faydasının olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir madde. Matt Clarke, tuz hakkında çeşitli makaleleri tarayarak ve uzman görüşlerine başvurarak önemli bilgilere ulaşıyor.
Tatlı su akvaryumlarında neden tuz kullanılır?
Ne yazık ki tuz kullanımı hakkında doğru yanlış birçok bilgi bulunmakta. Zaman zaman uygunsuz şekilde kullanılsa da akvaryumda doğru kullanımının sağlık problemlerinin ortadan kaldırılması, su kalitesindeki bozulmaların giderilmesi ve özellikle nakliyat sırasında balıkların stresinin azaltılması gibi konularda önemli faydaları olduğu aşikâr. Bu faydaların çoğu da tuzun balığın osmoregülasyon mekanizmasına etkisiyle ilintili.
Osmoregülasyon nedir? Osmoz ile bir ilgisi var mıdır?
Osmoregülasyon, balıkların vücut sıvıları içindeki tuz ve su miktarını kontrol etmekte kullandığı fizyolojik mekanizma için kullanılan teknik bir terimdir. Adından da anlaşılacağı üzere osmoz ile ilgilidir.
Okul günlerimizden hatırlayacağımız üzere osmoz, çözünmüş maddelerin yarı geçirgen bir zar içinden, yoğun bir ortamdan daha az yoğun bir ortama hareketini ifade eder.
Temelde, bir tatlı su balığı yaşadığı suya oranla daha tuzlu bir yapıya sahiptir ve derisi de yarı geçirgendir. Eğer balığın vücudundaki tuz oranı ile yaşadığı sudaki tuz oranı arasında büyük bir fark olursa, vücuttaki tuz dışarı sızar ve vücut su alır. Bu durumda balık iki şey yapmak durumunda kalır: Tuz almak ve sudan kurtulmak.
Osmoregülasyon mekanizması balık hastaysa veya stres altındaysa düzenli işlemez. Osmoregülasyon bozukluğu, balığın yeterli tuz almada zorlanması anlamındadır ve bu durumda fazla suyu atmada problemler yaşayabilir.
Tatlı su balığı nasıl fazla suyu atar ve tuz alır?
Vücuda giren sudan kurtulmak oldukça kolaydır. Sadece durmadan idrar çıkartılır! Tatlı su balıkları çok miktarda idrar üretir; bazıları kendi vücut ağırlığında idrarı her üç veya dört günde bir boşaltır.
Mesela eğer siz 76 kilo ağırlığında bir lepistes olsanız, bir hafta içinde idrarınızla yaklaşık olarak 150 litrelik akvaryumu doldurabilirsiniz.
Bu kayıp suların yerine ilave tuz almak ise biraz daha çaba gerektirir. Tatlı su balıkları, kaybettikleri suların yerine vücutlarını tuzlu tutmak üzere, klorür gibi tuzları almak için solungaçlarındaki özel hücreleri kullanır. Balıklar stres altındayken suya tuz eklemek, vücut tuzlarını kritik ölçüde kaybetmeyecekleri anlamına gelir.
Tatlı su balıkları için tuz düzenli olarak kullanılmalı mıdır?
Bazı akvaryumcular ve tuz üreticileri, tuzun düzenli olarak kullanılmasını tavsiye eder. Ancak tuzun belli avantajları olsa da sürekli kullanmaya gerek yoktur. Birçok uzman bunu sadece acı su türleri için önerir.
Balık veterineri Chris Walster'a göre: "Tatlı su balıkları sadece tatlı suda tutulmalıdır, başka bir yerde değil.
"Bir tatlı su balığını rahat ettiği ortamından alıp tuzlu suya koymanın ne gibi etkiler yapacağı konusunda hiçbir fikrimiz yok. Tatlı su balığını deniz suyuna koyduğumuzda onun er ya da geç öleceğini biliyoruz. Peki daha az tuzlu bir suda, balığın gözlerine, solungaçlarına vs. zarar gelip gelmeyeceğinden emin miyiz?
"Denizde yüzerken tuz gözlerimizi rahatsız eder. Peki acaba aynı şey tatlı su balıkları için geçerli midir? Tuzun haftalar, aylar veya yıllar sonra ortaya çıkabilecek etkileri olabilir mi?"
Balık sağlığı uzmanı Dr. Peter Burgess da tuzun düzenli olarak kullanılmasını önermiyor: "Doğal ortamında tuza ihtiyaç duymadan yaşayan bir tür için akvaryumda veya havuzda da tuz kullanılmamalıdır.
"Tatlı su balıkları için tuz katkısı, insanlar için asprine benzer; her ikisinin de faydaları vardır ama ikisi de düzenli olarak kullanılmamalıdır. Ayrıca birçok tropikal karma akvaryumda kedi balıkları gibi tuza duyarlı türlerin de bulunduğu unutulmamalıdır.
"Tuz sadece tuza dayanıklı türler için destekleyici bir unsur olarak eklenmelidir. Örneğin osmoregülasyon sistemine sıkıntı çıkaracak şekilde derisinde yaralar veya diğer ciddi sorunlar bulunan bir balık için tuz kullanılabilir. Sağlıklı ve stressiz balıklar ise buna ihtiyaç duymaz. Kötü akvaristliğinizi telafi etmek için asla tuz kullanmayın!"
O zaman neden tatlı su akvaryumlarında tuz kullanılır?
Tatlı su balığı stres altındayken, vücudundaki tuzların suya bırakılmasına neden olan osmoregülasyon bozukluğu gerçekleşir. Stres, balığın tuz - su denge sisteminin doğru şekilde işlememesine yol açarak balığa zarar verir.
Stres zamanlarında suya tuz eklemek balığın tuz kaybının en aza indirilmesinde yardımcı olabilir. Tuz ayrıca akvaryumdaki artıkların zehirliliğini azaltabilir ve bazı patojenleri öldürebilir.
Düşük dozda tuz kullanımı ne gibi sorunlara yol açabilir?
Dr. Peter Burgess: "Tuzun bitkilere zarar verdiğini duydum ve tabii ki tuz sadece su değişimlerinin sulandırma etkisi ile akvaryumdan geri alınabiliyor. Ayrıca tuz kullanımının uzun süreli olması Trichodina gibi bazı balık parazitlerinin tuza karşı direnç kazanmasına yol açabiliyor ve bu gibi bir durumda bu organizmaların kökünü kazımak için çok daha yüksek bir tuz seviyesi gerekli olabiliyor."
Tuz, parazitler gibi hastalığa neden olan etmenlerle mücadelede gerçekten yardımcı olabilir mi?
Evet. Tuz, on yıllardır başta Chilodonella, Trichodina ve Costia gibi protozoa enfeksiyonları olmak üzere birçok hastalığa karşı kullanılan ucuz ve işe yarar bir tedavi aracıdır. Ayrıca solungaç ve deri kurtları gibi diğer patojenlere karşı da etkilidir.
Tuz, diğer birçok ilacın aksine filtrasyon sistemine nadiren zarar verir ve tedavi hem uzun süreli düşük doz hem kısa süreli yüksek doz şeklinde uygulanabilir.
Ancak yüksek dozla yapılan tedavilerde, balık hastalığın etkisiyle zayıf düşmüş bir hâldeyse, oldukça dikkat edilmelidir.
Bu durum tersine işler mi? Bir deniz akvaryumunda tuzluluğu azaltmak, parazitleri ortadan kaldırır mı?
Evet, bu işlem bazı parazitler üzerinde işe yarayabilir ama hepsinde değil. Yaygın inanışın aksine deniz beyaz benek hastalığı (Cryptocaryon irritans) da bunların arasındadır.
Doktorasını bu konu üzerinde yapan Dr. Peter Burgess açıklıyor: "İsrail'den arkadaşım Dr. Angelo Colorni (Kendisi de benim gibi Cryptocaryon meraklısıdır.), tatlı su banyolarının, hatta 18 saate kadar süren uzun olanlarının bile balığın derisinde parazit gelişimini önleyemediğini farketti. Benim tahminime göre deri, parazitleri hiposalin (deniz suyundan daha az tuzlu su) koşullarının etkisinden kısmen koruyor.
"Colorni, Cryptocaryon'un parazit olmayan enfektif aşasında (theront aşaması) hiposalin hassasiyeti olduğunu ve binde 25 tuzluluk seviyesinin altında öldüğünü keşfetti. Tabii, derinin altında değil de yüzeyinde yer tutan diğer yaygın parazitler ise düşük tuzluluğa karşı daha korunmasız kalmakta."
Tuz, balık parazitler ve zehirlenme yüzünden zarar gördüğünde ortaya çıkan mukozayı solungaçlardan temizleyebilir mi?
Evet. Balık veterineri Chris Walster'a göre düşük dozajda tuz, solungaçlardaki aşırı mukozayı temizleyebilir.
Ancak Walster yüksek dozajda tuzun rahatsız edici olabileceğinden şüpheleniyor: "Tuz, fazla mukozanın değişmesine neden olacak şekilde mukoza üretiminin artmasına neden olabilir. Bu etki muhtemelen kısa süreli olacaktır (Balık strese girecek ve mukoza hücreleri ölecektir.) ve esasen tedavilerde faydalar kadar dezavantajların da hesaba katılması gerekir.
"Bu nedenle bu yöntemi ben ancak balık ciddi solunum güçlüğü çekerken ve başka hiçbir yol kalmamışken, acil durum tedavisi olarak kullanıyorum."
Tetra şirketinde ürün yöneticiliği yapan Rupert Bridges da yaptıkları araştırmalardan bahsediyor: "Bilim adamlarımız tuz ilavesinin mukoza üretimini arttırdığını ve böylelikle mukoza tabakasının yenilenmesini hızlandırdığını söylüyor. Bu etki sayesinde parazitlerin solungaçlardan atılmasına yardımcı olacak şekilde yüksek miktarlarda mukoza üretimi gerçekleşiyor.
"Benim düşünceme göre bu, tuz genellikle fazla amonyağın zararlarını ve sudaki nitrat konsantrasyonunu azaltmak yerine nitrat artışını önleme konularında işe yaradığından, nitrat ve amonyak zehirliliğinin azaltılması hususuna göre çok daha tatmin edici bir açıklama olarak ortaya çıkıyor."
Yavrular ve genç bireyler, erişkinlere göre tuza karşı daha fazla hassas mıdır?
Evet, laboratuar deneyleri göstermiştir ki yavrular, erişkinler kadar tuza dayanıklılık gösteremez. 2002 yılında tuzun mavi gurami, zebra danio, siyah etekli tetra ve Buenos Aires tetra türlerinin yavruları üzerindeki etkileri ile ilgili bir çalışma gerçekleştirilmiştir.
Çalışmada tüm yavruların 1 ppt.'ye (binde bir) uyum sağlayabildiği; mavi gurami yavrularının ise ancak 3 ppt. gibi yüksek bir seviyede etki gördüğü ortaya çıkmıştır. Tetra ve danio yavruları 1 ppt. seviyesinde sorunsuz yaşayabilirken, daha yüksek seviyelerde bazı sıkıntılar ortaya çıkmaya başlamıştır.
"Tonik tuz" tam olarak nedir? Esasen tuz sadece tuzdur, değil mi?
Tonik tuz veya akvaryum tuzu, temelde daha akışkan olması için çoğunlukla içerisine topaklanmayı önleyici madde katılan kaya tuzudur. Diğer taraftan deniz tuzu, çok daha karmaşık bir maddedir ve özellikle deniz omurgasızları için suyu daha faydalı hâle getiren magnezyum ve kalsiyum gibi bazı özel elementler içerir.
Tonik tuzun böyle bir işlevi yoktur. Tedavi edici kullanım için hazırlanmıştır, suyu deniz suyuna benzer bir hâle getirmek için değil.
Sodyum hekzasiyanoferrat (sodium hexocyanoferrate) içeren akvaryum tuzlarını kullanmamam gerektiği söylendi. Bunun nedeni nedir?
Sodyum hekzasiyanoferrat, topaklanmayı önleyici bir maddedir ve tuzu daha akışkan yapmak için kullanılır. Bu madde olmadığında tuz havadan nem alır ve çözünmesini zorlaştıracak şekilde sert yumrular hâline gelir.
Ben de dâhil olmak üzere, balık bakımı hakkında makaleler yazan birçok kişi, bu maddeyi içeren tuzların kullanılmaması gerektiğini öneriyordu ama kimsenin bunun nedenini bilmediğine dair bahse girebilirdim. Esasen bu maddeden neden potansiyel bir zehir olarak bahsedildiğini de bilmiyordum.
Sodyum hekzasiyanoferrat, siyanür içerir. Yol kenarı tuz depolama tesislerinde bulunan, buzlu yolların tuzlanması için kullanılan ve sodyum hekzasiyanoferrat içeren tuzların yüksek seviyelerde siyanür içerdiği anlaşılmıştır.
Yüksek seviyelerde siyanür, balıklar için zehirlidir ve bu yüzden deniz balıklarının yakalanması için uygun görülmemektedir.
Daha çok akvaryum ortamında ortaya çıktığı şekilde düşük seviyelerde siyanürün balıklar için zararlı olduğunu gösteren herhangi bir kanıta ulaşamadım. Birçok tonik tuz üreticisi, ürünlerinin siyanür içerdiğini üzerlerinde belirtmektedir. Tuzların kullanım alanları geniştir ve bugüne kadar bu kullanımların herhangi bir probleme yol açtığını duymadım.
Peki Malavi tuzu nedir? Ben Malavi'nin bir tatlı su gölü olduğunu düşünüyordum.
Rift Vadisi'ndeki göllerde yaşayan cichlidlerin bakıldığı akvaryumlar için önerilen "tuz", sodyum klorür olmadığı müddetçe, mineral katkısı olarak adlandırılabilir. Bu, suyu daha tuzlu yapmak için değil, daha sert ve bazik yapmak için üretilmiş bir tuzdur.
Bazıları Malavi cichlidleri için tonik tuz eklemeyi savunurken, diğerleri bunun Malavi Bloat hastalığına neden olduğunu iddia eder. Bu, Malavi akvaryumları için ne gerekli ne de önerilen bir katkı maddesidir ve biz de eklenmesini asla önermiyoruz.
Öte yandan Malavi tuzu, eğer yumuşak suya sahip bir bölgede yaşıyorsanız, sudaki kayıp mineralleri etkili şekilde tamamladığından, kullanışlı bir madde olabilir.
Acı su akvaryumu için ne tip bir tuz kullanmalıyım?
Acı su balıkları uzmanı Dr. Neale Monks cevaplıyor: "Deniz tuzu karışımı. Acı su veya tatlı su akvaryumunun gerektirdiği miktarda tuz, sofra tuzu veya kaya tuzu ile kıyaslanmayacak kadar ucuza mal olur."
Eklenecek doğru miktarı nasıl hesaplarım?
Tuz miktarı normalde "litrede 1 gram" veya "binde bir (1 ppt)" oranlarıyla belirlenir. Her ikisi de aynı miktara karşılık gelir; 1 ppt. litrede 1 gramdır. Bu oran, akvaryumun veya havuzun hacmini biliyorsanız, ne kadar tuz gerektiğini hesaplamayı kolaylaştırır.
Hangi türler tuza karşı dayanıksızdır?
Bu, cevaplanması zor bir sorudur çünkü balıkta görülen sorunlara tuzun yol açıp açmadığını saptamak kolay değildir. Ben tuzu, tuza dayanıklı olmadığı düşünülen birçok tür için herhangi bir hastalık etkisi gözlemleden yaygın şekilde kullanmışımdır.
Bununla birlikte, başta Corydoraslar olmak üzere kedi balıklarının ve Malavi cichlidlerinin tuza pek uyum göstermediğine dair iddialar vardır ama ben buna henüz şahit olmadım. Araştırmalar, yumuşak ve asidik sulardan gelen birçok balığın da tuza uyum sağladığını göstermektedir.
Veteriner Chris Walster da uyumsuz görünen bir türe henüz rastlamadığını ifade ediyor: "Tanıdık olmayan bir türle karşı karşıya gelindiğinde, her zaman için ilk önce bir değerlendirme testi öneriyorum. Bu test sırasında gözlem yapılmalı ve balık, rahatsızlık belirtisi görüldüğü anda tatlı suya konulmalı. Tuz dozajı sadece etkinlik açısından değil, zaman açısından da değişkenlik gösterebilir. Bunların ışığında, türler arasında ve tür içinde, tuza uyum sağlama durumu açısından farklılıklar olduğunu söyleyebilirim."
Tetra yöneticisi Rupert Bridges: "Tuza uyumsuzluğun 1 - 3 ppt. gibi düşük seviyelerde olduğunu gösteren birçok çalışma gördüm. Bir tanesi (Rothen, ve diğerleri 2002) Danio rerio, Gymnocorymbus ternetzi ve Hemigrammus caudovittatus yavrularının 1 - 3 ppt. seviyelerinde yüksek ölüm oranları sergilediğini ama Mavi Gurami yavrularının bu seviyelere uyum sağladığını göstermekteydi.
"Yumuşak su balıklarının çoğunlukla düşük tuz uyumluluğuna sahip olduğu belirtilir. Ayrıca kedi balıklarının da düşük tuz uyumluluğuna sahip olduklarından bahsedildiğini duydum ama bazı türler, belli yüksek seviyelere uyum sağlayabiliyor. Soğuk su balıkları için 3 ppt.'ye kadar tuzluluğun uygun olabileceği ama tropikal akvaryumlarda tuz kullanımına dikkat edilmesi (belki 0,5 - 1 ppt. seviyeleri) veya hiç kullanılmaması, genel bir kural olarak ortaya konulabilir."
Dr. Peter Burgess ayrıca birçok kedi balığının ve diğer bazı gruplardaki balıkların uyumsuz olabildiğinin altını çiziyor: "Bireysel anlamda, zayıf olan tatlı su balıkları sağlıklı bireylere göre tuza daha az dayanıklı olma eğilimi sergiler."
Tuz, amonyağın balıklara karşı olan zehirliliğini nasıl etkiler?
Amonyak, suda iki biçimde bulunur: Amonyum ve serbest amonyak. Amonyum, balıklara karşı pek zehirli olmasa da serbest amonyak öyledir. Tehlikeli serbest amonyağın daha az zehirli amonyuma oranı pH, sıcaklık ve tuzluluk gibi şartlara bağlıdır. Tuzluluk azaldığında, serbest amonyak artar.
Üzerinde durulması gereken nokta, amonyak testlerinin serbest amonyak seviyesini ölçmemesidir. Bunun yerine, serbest amonyak ve amonyumun bir bileşimi olan Toplam Amonyak Azotunu (TAN) ölçer. Ne kadar serbest amonyak olduğunu hesaplamak ise size kalmaktadır.
Tuz eklemek, nitritin balıklara karşı olan zehirliliğini azaltabilir mi?
Evet. Tuz, nitritin tatlı su balıklarına karşı olan zehirliliğini azaltır. Tuz, sodyum ve klorür içeren (NaCl) bir bileşiktir. Araştırmalar klorürün nitrit zehirliliğini azalttığını göstermiştir, dolayısıyla balıklar üzerinde nitrite karşı belli bir koruma sağlayan klorür iyonlarını bulundurmak için tuz eklenebilir.
Önem verilmesi gereken nokta, bunu yapmak için gerekli klorür seviyesinin üzerine çıkılmaması gerektiğidir. Araştırmalar klorür nitrit oranının 7:1 ile 10:1 arasında olmasını önermektedir. Dolayısıyla nitrit kirliliğine karşı koruma amacıyla tuz eklemek, tuza dayanıksız türler için bile güvenli olmalıdır çünkü sadece çok küçük bir miktar gereklidir.
Dr. Peter Burgess, birçok insanın nitrit kriziyle mücadele etmek için yüksek seviyelerde tuz gerektiğini zannetme yanılgısında olduğunu düşünmektedir.
Dr. Burgess: "Yüksek nitritin etkilerini önlemek için, litre başına 100 mg. (0,1 gr.) tuz yeterlidir. Bu çok düşük tuz seviyesine, kedi balıkları da dâhil olmak üzere tüm tatlı su balıkları uyum sağlayabilir."
Tuz, nitrat zehirliliğine etki eder mi?
Evet, bunun için bazı kanıtlar mevcuttur. Westin (1974), nitratın acı sularda, tatlı sularda olduğundan daha zehirli olduğunu ortaya koymuştur. Tatlı su ve deniz şartlarında nitrat zehirliliği üzerine yeni bir araştırma ise Chemosphere (Kemosfer) dergisinde yayımlanmıştır.
Bu araştırma, nitratın temel zehirli etkisinin nitratın oksijen taşıyan pigmentleri oksijen taşıyamayan biçimlere dönüştürme özelliği yüzünden ortaya çıktığını iddia etmektedir. Bu, nitratın teknik olarak tuzlu sularda daha az zehirli olduğunu açığa çıkarmaktadır.
Normal tedavi edici doz oranı nedir?
Balıkta parazitler, açık yaralar veya osmoregülasyon problemleri mevcutsa, balığın özelliğine bağlı olarak 1 ila 5 ppt. doz uygundur.
Tuz, eklenmeden önce bir tas suyun içinde eritilmeli ve kalıcı bir banyo olarak suya bırakılmalıdır. Zaman içinde tuz seviyesini devam ettirmek isterseniz, değişim yapılan su miktarına uygun oranda tuz ekleyebilirsiniz.
Dört beş dakikalık geçici banyolar ise sadece uç noktalardaki durumlarda kullanılmalıdır. Bu banyolar, yaklaşık olarak deniz suyuyla eş olacak şekilde 30 ila 35 ppt. yüksek dozda tuz içerir. Strese girdiği görüldüğü anda balık banyodan çıkarılmalıdır.
Balık veterineri Chris Walster gereken dozajın çok değişken olduğunu ve her durum için ayrı ayrı yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini söylüyor: "Tuz, herhangi bir dozda kalıcı banyo şeklinde uygulanmamalı. Doğru tanı konulduğu müddetçe, temel olarak ilk yardım tedavisi şeklinde veya diğer tedavilere destek olması açısından düşük dozlarda kullanılmalı."
Walster, litrede 1,5 - 3 gr. doz tuzun iki haftaya kadarlık uzun dönem banyo şeklinde kullanılabileceğini ama türe ve balığın boyutlarına bağlı olarak bu dozun ikiye katlanabileceğini söylüyor.
Bunun nakliyat sonrası veya balığın ülser hastalığına yakalanması gibi durumlarda destekleyici unsur olarak uygulanmasının yararlı olduğundan bahsediyor. Küçük ve genç balıklar için 0,5 ppt. doz ile başlanmalı.
Chris Walster: "Litrede 37,4 ppt. doza kadar olan ve 30 saniye ile 10 dakika arasında süren kısa süreli banyolar, fazla mukozanın temizlenmesi ve ikincil amaç olarak balığın üzerindeki herhangi bir patojenin azaltılması ve giderilmesi konularında fayda sağlamaktadır."
Yazan: Matt Clarke
Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: practicalfishkeeping.co.uk
İlgili makaleler: 1) Tatlı Su Akvaryumlarına Tuz Eklemek
2) Balık Banyoları
bu ne ya hiç okadar yazı yazılmış ama gereksiz. bilgi verici olacağına daha çok kafa karıştırıcı olmuş.
YanıtlaSilAnlaşılmayan yer tam olarak neresi acaba?
SilUnknown arkadaş mükemmel söylemiş bomboş bir yazı keşke yorumlar başta çıksa da başkaları yanmasa.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSon derece faydalı ve bilimsel bir yazı olmuş, teşekkür ederim paylaştığınız için.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim destekleyici sözleriniz için.
SilBu unknown cu arkadaş metilenci galiba bunlara ver saçma sapan ilaç isimlerini senden iyisi olmaz adın üstad olur ondan sonra..çok bilimsel bir makale olmuş ellerine sağlık kardeşim..
YanıtlaSilAdam tez hazırlamış. Helal
YanıtlaSilYazı için çok teşekkürler. Bilgilendirici ve iyi bir paylaşım!
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş teşekkürler yazanada çevirenede
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilOkumasını ve anlamasini bilebe cok faydali bence bilgilendim tsk ederim
YanıtlaSilFaydalı bilgiler teşekkürler. bilim varsa doğruluk vardır. Kötü yorum yapan arkadaşları anlamak mümkün değil dertleri nedir onlarında bilimsel olarak araştırılması gerekr.
YanıtlaSil