Bu farklı tipteki balıkların neden bir arada bakılmaya uygun olmadığına dair bir bakış...
Loach forumlarında bana sürekli sorulan bir soru şudur: Loachlar, Malavi cichlidleri ile bir arada bakılmaya uygun mudur?
Bu soruyla ilgili durum çoğunlukla Makrakanta (Chromobotia macracanthus), Yasuhikotakia cinsinden birkaç tür (Yasuhikotakia modesta ve Yasuhikotakia eos vb.) ve Syncrossus cinsindeki loachlar (yaygın olarak adlandırıldığı üzere Kaplan Botia grubu) gibi büyük botia türleriyle ilişkilidir.
Sık sık, sorumsuz akvaryumcular ve internette insanları yanlış yönlendiren cichlid siteleri, bu iki çok farklı tipteki balığın aynı akvaryumda bakılmaya çalışılmasının uygun olacağını ifade ederler ama durum böyle değildir. Bu kısa makalede biz, bu iki tip balığı bir arada tutmanın neden tamamen uygunsuz olduğunu detaylandırmayı amaçlıyoruz.
Botialar Asya’nın hızlı akan nehirlerinden ve küçük akarsularından getirilir. Maruz kaldıkları akıntılar öncelikle tek yönlü ve oldukça güçlü; su parametreleri ise yumuşak ve asidiktir. Bazı bölgelerde, örneğin Kalimantan’ın bazı kısımlarında Makrakantalar, suyun çok fazla asidik olduğu ve sertliğin neredeyse hiç bulunmadığı siyah suya (blackwater) sahip alanlarda bile yaşar.
Bunun aksine, Afrika’nın Malavi Gölü çok sert ve bazik bir bileşime sahiptir. Gölün ortalama pH değeri yaklaşık 8,3 ve ortalama sertliği 18°H’dir. Binlerce yıldan beri belli şartlar altında yaşamaya evrilmiş balıkları “ölçeğin diğer tarafındaki” şartlarda yaşamaya zorlamak, onların osmoregülasyon sistemlerinde şiddetli etkilere yol açabilir.
Malavi Gölü’ndeki suyun sıcaklığı yıl boyunca 25°C civarında ölçülür. Bu sıcaklık, birçok botia türünün alışkın olduğu sıcaklık aralığının en alt sınırıdır. Eğer Malavi cichlidlerini loachlar için uygun olan sıcaklıkta bakmak isterseniz, cichlidler bunalabilir. Loachları daha düşük sıcaklıklarda bakmak isterseniz de daha stresli ve dolayısıyla beyaz benek gibi hastalıklara daha elverişli olabilirler.
Malavi Gölü birçok insanın zihninde tasarladığından daha büyüktür ve belli bir oranda hafif gelgit hareketlenmelerine sahiptir. Ancak gölde, botiaların doğal habitatında bulunan sürekli tek yöne doğru güçlü akıntılar yoktur.
Belli bir oranda bitkisel besin tüketmelerine rağmen, botiaların doğal yemleri çoğunlukla böcek larvaları, solucanlar ve kabuklular gibi hayvansal besinlerdir. Malavi cichlidleri ise doğal yaşam alanlarının kendilerine sunduğu besinleri yemeye uyum sağlamıştır ve akvaryumda, çoğunlukla kendileri için uygun olmasa bile verilen tüm yemleri yiyeceklerdir. Birçoğu otçuldur ve bazıları hayvansal içeriğe sahip yemlerle ara sıra beslenebilse de (loachların afiyetle yediği) sivrisinek larvası ve çeşitli kurtlar, ‘Malawi bloat’ gibi ölümcül olabilen büyük sindirim sorunlarına yol açacaktır.
Malavi cichlidleri, agresiflikleriyle tanınır ve bir akvaryumun sınırları içerisinde cichlidlerle bir arada yaşamaya zorlanan diğer türlere dair örnekler görülebilse de diğer tipteki balıklarla beraber bakılmamalıdırlar. Bazı Malavi cichlidleri diğerlerine göre daha az agresiftir ama agresifliğin bu daha alt seviyesi bile hâlâ fazladır ve loachlar bu agresifliğe maruz kalmaktan kaçamaz. Cichlidler erişkinliğe ulaştığında, agresiflik seviyeleri artar ve loachlar gibi hassas türler uzun süreler boyunca bununla baş edemeyecektir. Sürekli stres altında zar zor hayatta kalırlar; muhtemelen beyaz benek ve hatta fiziksel yaralanmalar karşısında yenik düşerler. Bu durum, Kaplan Botia gibi kavgacı türler için bile geçerlidir ve herhangi bir loach türü için agresiflik seviyeleri sanılandan yüksek olmasına rağmen, onlar da Malavi cichlidlerinin sert saldırılarına boyun eğer.
Loachlar, akvaryumda ağır kayalarla ve ağaç kökleriyle oluşturulan saklanma yerlerinden hoşlanır. Malavi cichlidleri de kayalık alanlardan hoşlanır ama iyi birer kazıcı olarak da bilinirler ve bu yapıların altındaki alanlarını kazarak, kayaları çok dengesiz bir hâle getirebilirler. Bunun sonucunda potansiyel felaketlerin olabileceğinden bahsetmeye gerek bile yok.
Son bir şey daha... Daha önceden bahsedildiği üzere, bu balıklar binlerce yıldan beri belli şartlara uyum sağlama konusunda evrilmiştir. Üretim sonucu elde edilmiş nesiller de bu durumu değiştirecek değildir. ‘Ara’ şartlarda balıkların geçici olarak yaşadıklarını görebilir veya duyabilirsiniz ama uzun zaman içinde sağlıkları muhtemelen zarar görür. Balıkları istediğimiz şartlarda yaşamaya zorlamamalıyız; bu şekilde uygun olmayan ortamda bakılan balıklar, kimsenin yanına kâr kalıp onu daha iyi bir akvarist yapmaz. Onlara baktığımız akvaryumlar öncelikli ve her şeyden önemli olarak balıkların ihtiyacına göre olmalıdır, bizim zevkimize göre değil.
Yazar: Emma Turner
Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: loaches.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder