19 Eylül 2015 Cumartesi

Serin Su Kedi Balığı Var mıdır?

Serin su akvaryumları için uygun olan kedi balıkları var mıdır ve böyle bir akvaryumda bakılmaları iyi bir fikir midir?

Serin sularda yaşayan birçok kedi balığı türü vardır ama birçoğuna sahip olmak yasal değildir ve çoğu, diğer serin su balıklarıyla bir arada olmaya uygun değildir.

Kuzey Amerika Kanal Kedi Balığı (Ictalurus punctatus) en yaygın şekilde görülen türlerdendir. 90 cm. uzunluğa ulaşabilir ve albino biçimi de mevcuttur.

Avcı bir balıktır; dolayısıyla Japon Balıkları veya diğer küçük serin su balıklarıyla bir arada olmamalıdır.

Isıtıcısı olmayan akvaryumlar için Scleromystax barbatus harika bir türdür ve zaten tropikal sıcaklıklarda rahat edemez. Büyüdükçe harika desenler sergiler ve yeterli genişlikteki bir akvaryumda grup hâlinde bakılmalıdırlar. Bu tür için ideal su sıcaklığı 16 ila 19°C’dir.

Yine Scleromystax barbatus da Japon Balıklarıyla bir arada olmamalıdır. Akvaryumda tek tür hâlinde bakılması en iyisidir.


Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: Practical Fishkeeping (Pratik Balık Bakımı) dergisi Eylül 2009 sayısı

Piranha Saldırıları Hakkındaki Gerçekler

Piranhalar, halk arasında inanıldığı gibi insan yiyici balıklar değildir; Surinam’da piranha saldırıları üzerine yapılan yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre, parmağınızı kaybetmeniz ise muhtemel.

Araştırma ortaya koyuyor ki insanların, suda yüzerken olduğundan ziyade balık avlama sırasında piranhayı sudan dışarı çıkarttıklarında ısırılma ihtimalleri daha yüksek.

Piranhalar tarafından gerçekleştirilen insan saldırıları üzerine araştırma sonuçları yayımlanan, Surinam Üniversitesinden Jan Mol: “Piranhalarla ilişkili insan ölümleri muhtemelen, boğulan veya başka nedenlerle ölen insanların didiklenmesi olayıdır.

“Surinam’da 15 yıllık alan çalışması boyunca içi piranha dolu sularda saatlerce yürüdüm ve nehirlerde su içerisinde olta ile piranha avladım ama serbest yüzen bir piranha tarafından asla saldırıya uğramadım.

“Piranhalar çoğunlukla suda olduklarından çok, su dışında tehlikeliler ve en fazla ısırık, kıyıda ya da botta piranha ağdan ya da kancadan çıkartılırken veya serbest kalan piranha çırpınırken ve çenelerini açıp kaparken gerçekleşiyor.”

Diğer çalışmalar da benzer sonuçlara işaret ediyor ama Mol, bazı durumlarda piranha saldırısı riskinin çok gerçekçi olduğu iddiasında.

“Suların az olduğu kurak mevsimde, havuzlarda balıklar yoğun şekilde aç kaldıklarında bazı piranha türleri, suya giren herhangi bir hayvana veya insana karşı tehlikeli olabiliyor.”

Siyah Piranha (Serrasalmus rhombeus)

Mol, Serrasalmus rhombeus saldırıları hakkında Surinam’da üç yerde çalışma gerçekleştirdi: Wayombo Nehri’nde Donderkamp ve Corneiskondre köyleri ve Surinam Nehri’nde Overbridge’teki eğlence parkı.

Seçilen her bir yerde düzinelerce insan, başta topuk, ayak tabanı ve parmaklar olmak üzere yaralanmalarla sonuçlanan saldırılar almış.

Ayrıca bacakların, kolların ve vücudun hedef alındığı daha ciddi derin yaralanmalar da görülmüş. Bazı ısırıklar, falanks kemikleri dâhil olmak üzere parmakların tamamen kopmasıyla sonuçlanan ciddi durumlara yol açmış.

Bu parmak kopmalarından, dünyanın en iri ve en agresif piranhalarından biri olan Serrasalmus rhombeus’un sorumlu olduğu belirlenmiş.

Mol: “Bu türün bireyleri, bir yerde birkaç hafta kalma eğilimindedir ve bu durum, yüzen insanlara saldırılarının ardından sorumlu piranhaların neden tam olarak aynı yerde yakalandıklarına açıklık getirebilir.

“Ayrıca Overbridge’teki kurbanların yaraları, önceden Serrasalmus rhombeus tarafından açıldığı kayıt altına alınmış yaralara benziyordu. Dahası, Surinam sularında yaşayan piranha haricindeki herhangi bir tatlı su balığının, buradaki yaralanmalardan sorumlu olması mümkün değildi.”

Üç yerden herhangi birinde, piranha saldırıları nedeniyle herhangi bir insan ölümünün gerçekleştiği rapor edilmemiş.

Sudan vücutları ciddi şekilde yaralanmış olarak çıkartılan iki sara hastası kişinin, suda nöbet geçirdiklerine ve sonrasında balıklar tarafından didiklendiklerine inanılmaktadır.

Mol ile röportaj yapan köylüler, küçük köylerde 1990 yılında nüfusların artmaya başlayana kadar piranha saldırılarının hiç duyulmadığını iddia etmişlerdir.

İnsan nüfusu arttığında, piranha saldırılarının sayısı artmıştır.

Savunma Değil, Beslenme

Diğer bölgelerdeki piranha saldırıları yumurtalarını ve yavrularını koruyan piranhalar ile ilişkilendirilirken, Mol bunun Surinam’da geçerli olmadığını düşünüyor.

“Surinam nehirlerinde Serrasalmus rhombeus’un üreme faaliyetinin büyük kısmı, nisandan temmuza kadar süren yağmurlu mevsimde gerçekleşir; Overbridge ve Donderkamp’taki piranha saldırılarının çoğu ise eylülden kasıma kadar süren kurak mevsimde görülmüştür.

“Yine de bazı piranhaların, ana mevsim dışında üreme ve yavrularını ve/veya üreme yerlerini koruma ihtimalleri vardır.”

Bu yerlerde tür için tipik üreme alanları yoktur ve araştırmalarda sadece cinsel olgunluğa ulaşmamış genç piranhalara rastlanmıştır; dolayısıyla Mol, saldırıların yavruların korunması amacıyla değil, beslenmeden kaynaklandığına inanmaktadır.

Isırılmaktan Nasıl Kaçınılır?

1. Piranhalar sadece Amazon havzasındaki belli nehirlerde görülür. Mecbur olmadığınız müddetçe Güney Amerika’da yüzmeyin. Eğer yıkanmak zorundaysanız, bir kova yardımıyla kıyıda yıkanın.

2. Piranha saldırıları en fazla kurak mevsim boyunca, suların en düşük seviyede olduğu ve suda binlerce genç ve aç piranhanın bulunduğu dönemde gerçekleşir.

3. İnsanlar en fazla, popüler yüzme noktalarında olduğu gibi suda çok sayıda insan varken saldırıya uğrarlar.

4. Ses çıkarmalar ve su sıçratmalar piranhaların ilgisini çeker, dolayısıyla suyun içindeyken hareket yaratmaktan kaçının.

5. Eğer âdet gören bir kadınsanız, sızan kan piranhaların ilgisini çekebileceğinden, suya girmeyin. Mol, yerlilerin yaşadığı köylerde âdet gören kadınların suya girmelerine izin verilmediğini belirtiyor.

6. Ölü balıkları, sakatatları ve diğer yiyecekleri suya atmayın. Piranhalar tamamen etçil değildir, bu yüzden sudaki herhangi bir yiyecek onların ilgisini çekebilir.

7. Piranha saldırıları istisnai kazalar değildir. Eğer herhangi bir yerde bir piranha uyarısına rastlarsanız, burada suya girmekten çekinmelisiniz.


Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: practicalfishkeeping.co.uk
İlgili makale: Siyah Piranha, En Güçlü Isırığa Sahip

Alg Yiyici Tuzlu Su Balıkları

Yazar: Bob Goemans

Resif akvaryumunuzda bir miktar saçsı algle mücadele ediyorsanız veya akvaryumunuzu tamamen balon alg kaplamışsa, alg yiyici balıklar harika bir çözüm sağlayabilir.

Tüple dalarken, şnorkelle yüzerken veya hatta televizyonda bir mercan resifini izlerken tespit etmek zor olsa da buralarda çeşitli alg tipleri daima mevcuttur ve doğal resifin önemli bileşenleri olarak katkıları vardır. Akvaryumlarımızda gördüğümüz gibi bir alg gelişimi, sağlıklı bir resifte ortaya çıkmaz çünkü resifin besin açısından fakir suları, hızlı alg gelişimi için uygun değildir ve hızlı gelişenler de birçok resif otoburu tarafından tüketilir.

Besin birikiminin ve tarımsal akışların, aşırı alg gelişimini desteklediği sığ iç bölge su yolları, birçok akvaristin deneyimlediği çeşitli tipte alg problemlerini içerisinde bulundurabilmektedir. Aslında daha önce hiç, istenmeyen alg gelişimiyle mücadele etmemiş akvaristlerin sayısı pek azdır!

On veya yirmi yıl önce birçok akvarist, mikro veya makro alglerin sağlıklı gelişiminin iyi bir su kalitesinin göstergesi olduğunu düşünüyordu; bu fikir, günümüz akvaristlerini muhtemelen sadece güldürür. İstenmeyen alg biçimlerinin aşırı gelişiminin bazı akvaristlerin bezip hobiyi bırakmasına neden olduğuna ise şüphe yoktur.

Sadece kalkerli algler (Halimeda cinsi ya da Koralina) veya kontrollü bir makro alg gelişimi, kabul edilebilir sayılır. İpliksi, sümüksü, balon ve çimensi gelişimler ise neredeyse her zaman sorun yaratıcı olarak görülür ve bunların çözümü için çoğunlukla hem para hem zaman harcanır.

Akvaristler, eğer çabucak kontrol altına alınmazlarsa mercanları boğabilecek alglerle ilgili sorunları minimize etmek için çeşitli yöntemler dener: Kimyasal filtrasyon, otçul omurgasızlar ve elbette otçul balıklar. Söz konusu otçul balıklar olduğunda da özel alg tiplerini yiyen farklı türde birçok balık vardır.

Cerrah Balıkları

Otçul balık türü olarak en yaygın olarak kullanılanlar muhtemelen Acanthuridae familyasındaki Cerrah Balıklarıdır. Dünya genelinde tropikal sularda bulunan Cerrah Balıkları; Melek Balıkları ve Kelebek Balıkları gibi, disk şeklinde ve yanlardan basık vücutlara sahiptir.

Genellikle sığ resif alanlarında ve lagünlerde yaşayan alg yiyicilerdir. Birçoğu küçük kabuklularla ve doku artıklarıyla da beslendiğinden, sadece az sayıda türün akvaryumda algleri yiyici olarak kullanılması önerilir. Buna ek olarak, bir kere akvaryum yemleriyle düzenli şekilde beslenmeye alıştıklarında, aktif şekilde alg aramaktan vazgeçerler.

Kole Tang
İlk tür, Kole Tang veya Sarı Gözlü Tang olarak bilinen Ctenochaetus strigosus’tur. Hint-Pasifik’te dağılım gösterir ve çoğunlukla en az pahalı tanglerden biridir. Mikro algleri ve küçük çimensi oluşumları iştahla yer. Barışçıl yapısı ve küçük boyu (uzunluğu en fazla 18 cm.) onu istenmeyen alg gelişimlerinin giderilmesine yardımcı olması için iyi bir seçim yapar. Eğer bu tang alınacaksa, türdeşlerine karşı kavgacı olabildiğinden, akvaryumda kendi türünden tek birey olması önemlidir.

Başka bir harika seçim, her zaman yüksek fiyatlardan satışa sunulmasına rağmen, Chevron Tang (Ctenochaetus hawaiiensis) olur. Pasifik'in orta kesimlerinden getirilir; gençken oldukça güzeldir ve turuncu renkli gövdesi üzerinde mavi zikzaklı desenlere ve yüzgeçlerinde maviliklere sahiptir. Ne yazık ki erişkinliğe doğru bu renklenmesinin çoğunu kaybeder ve en sonunda zeytuni kahverengi bir renklenme alır. Yine de bu görece küçük balık (erişkinlikte yaklaşık 25 cm.) strigosus ile benzer alg türleriyle beslenen, daimi bir alg yiyicidir.

Yelken Yüzgeçli Kızıldeniz Tangi
İpliksi ve balon algler gibi sorun çıkarak alg oluşumlarının giderilmesi için Yelken Yüzgeçli Kızıldeniz Tangi (Zebrasoma desjardinii) iyi bir seçim olabilir. Hint Okyanusu ve Kızıldeniz’den getirilir; yaklaşık 40 cm. uzunluğa ulaşır ve büyük akvaryumlar için uygundur.

Bu alg tiplerini yiyen bir diğer tür, Pasifik’in orta ve güney kesimlerinden getirilen Yelken Yüzgeçli Tangdir (Zebrasoma veliferum). Oldukça  barışçıldır ve desjardinii ile benzer büyüklüktedir. İki tür arasındaki fark, desjardinii’nin burun kısmında küçük dairesel noktaların olmasıdır. Kızıldeniz’den getirilen Zebrasoma desjardinii’nin siyanürle yakalanmamış olması neredeyse kesin olduğundan, iki tür arasındaki seçimin desjardinii’den yana yapılması muhtemelen daha iyi olacaktır.

Dördüncü tang seçimi ise yaygın bulunan ve çoğunlukla ucuz olan Sarı Tang'dir (Zebrasoma flavescens). Birçok çeşit istenmeyen algi yiyecektir. Hint-Batı Pasifik’ten Hawaii’ye kadar olan alanda görülür ve genellikle dış resiflerde ve sığ lagünlerde yaşar. Yaklaşık 20 cm. uzunluğa erişir. Orta ve büyük akvaryumlar için oldukça uygundur.

Tavşan Balıkları

Tanglerle akraba olan (Hem aynı sınıfta hem aynı alt sınıftadırlar) ve Siganidae familyasına mensup olan Tavşan Balıkları, hepsi aynı cinse bağlı yaklaşık 25 tanımlı türdür. Ağırlıklı olarak Hint-Pasifik’ten getirilirler ve genellikle resif alanlarında yaşarlar; bazıları deniz çayırı yataklarını ve mangrov alanlarını tercih eder.

Hepçil olmalarına rağmen Tavşan Balıkları büyük miktarlarda bitkisel besine ihtiyaç duyar ve harika birer alg yiyicidirler. Yaygın olarak satışa sunulan üç veya dört türden ikisi, saçsı algi iştahla yer ve bu durum onları günümüzde birçok akvaryum için kıymetli hâle getirmektedir.

Tilki Suratlı Tavşan Balığı
En yaygın şekilde satışa sunulan tür, 25 cm. uzunluğa erişebilen Tilki Suratlı Tavşan Balığıdır (Siganus vulpinus). Biraz daha iri yapılı ve vulpinus’a oldukça benzeyen Görkemli Tavşan Balığı (Siganus magnificus) da iyi bir alg yiyicidir. Her iki tür de, çayırdaki inekler gibi, hem istenen hem istenmeyen tüm algleri afiyetle yer.

Çoğu insan tüm Tavşan Balıklarının harika alg yiyiciler olduğunu zanneder ama ben Mavi Noktalı Tavşan Balığı'nın (Siganus corallinus) alg sorunlarının giderilmesinde fayda sağlamadığını, bunun yerine hayvansal ve hazır bitkisel besinleri tükettiğini gördüm.

Eğer seçiminizi bir Tavşan Balığından yana kullanırsanız, akşam saatlerinde akvaryumda en sevdiği yere çekileceğini ve renklerinin çoğunu kaybedip oldukça lekeli bir görünüme bürüneceğini bilmelisiniz. Gündüz saatlerinde ise renklerini geri kazanır ve çeşitli alg oluşumlarını yemeye devam eder. Ayrıca yanlışlıkla battığında acı verebilen zehirli yüzgeç dikenlerinin olduğunu da unutmamalısınız; bu nedenle balığı yakalarken veya akvaryum bakımını yaparken dikkatli olmalısınız.

Blenniler

Blenniidae familyasının üyeleri, küçük balıklar olarak, küçük akvaryumlar için uygundur. Blenniidae familyası yaklaşık 50 cins ve 350 türle oldukça geniştir; bu türlerden sadece bazıları, başta mikro alg türleri olmak üzere, alg yer.

Siyah Yelken Yüzgeçli Blenni (Atrosalarias fuscus) yaklaşık 13 cm. uzunluğa erişebilen bir Hint-Pasifik türüdür. Çoğunlukla kıyı resifleri boyunca (ölü veya canlı) mercan dalları arasında yaşar. İpliksi ve mikro alg oluşumlarını yiyip bunların azaltılmasında yardımcı olur. Ancak ben bu türe ‘domuzcuk’ diyorum; diğer otçul türleri, onlara zarar vererek veya en azından strese girmelerine neden olarak, bulunduğu yerden uzak tutar. Ayrıca akvaryumda kendi türünden tek birey olarak bakılmalıdır çünkü farklı cinsiyetten olmadığı müddetçe, türdeşlerine karşı tahammül göstermez. Bu türle ilgili çok az bilinen bir şey cinsiyet konusudur; iki birey arasındaki cinsiyet durumu sadece birbirlerine olan yaklaşımdan anlaşılabilir.

Siyah Yüksek Yüzgeçli Blenni istenmeyen algleri kontrol altında tuttuğu kadar, yüzgeç yiyici olarak da nam salmıştır ve dolayısıyla küçük akvaryumlarda zorbaca davranabilir. Daha büyük akvaryumlarda da alg kontrolünde görev alabilir ve böyle bir ortamda çoğunlukla akvaryum arkadaşlarını daha az strese sokar.

Tarak Dişli Blenni
Cirripectes cinsine mensup, Tarak Dişli Blenniler olarak bilinen türler de harika birer alg yiyicidirler çünkü dudaklarında (çenelerinde değil) yaklaşık 100 adet ince diş bulunur ve bunları kullanarak, kayalarda ve akvaryumun her tarafında gelişen mikro algleri kazırlar. Ne yazık ki akvaryum ticaretinde nadir görülürler ve oldukça bölgecidirler; ayrıca çok iyi birer sıçrayıcıdırlar. Yine de bir Tarak Dişli Blenni türü bulabilirseniz, doğru akvaryum kurulumunda iyi bir alg yiyicisi olacaktır.

Başka bir blenni türü de Hint-Pasifik’ten getirilen ve kıyı suları boyunca algle kaplı kayalıklarda yaşayan Çim Biçici Blenni'dir (Salarias fasciatus). Yaklaşık 13 cm. uzunluğa ulaşır ve mavi yeşil/sümüksü algleri ve diğer mikro alg biçimlerini tüketecektir. Diğer türlerde olduğu gibi, akvaryumda kendi türünden tek birey olmalıdır. Ayrıca başta kendisinden küçük balıklar olmak üzere, diğer alg yiyicilere karşı oldukça saldırgan olabilir.

Melek Balıkları

Pomacanthidae familyasında, ağırlıklı olarak alg yediği bilinen az sayıda tür vardır. Bazı Melek Balıkları zooplanktonla, bazıları durağan omurgasızlarla ve daha küçük olanları (Centropyge cinsinden Cüce Melek Balıkları) ise algler ve doku artıklarıyla beslenme eğilimindedir. Limon Kabuğu Melek Balığı (Centropyge flavissima) ipliksi alg ve diyatom yiyici olarak bilinir. Ayrıca ben şahsen, Ateş Melek Balığı'nın (Centropyge loricula) akvaryumlarımdan birinde Caulerpa cinsinden algleri yediğini doğrulayabilirim.

Argus (Scatophagus argus)

Alg yiyici balıklar arasında en çok gözden kaçırılmış tür, içerisinde iki cins ve dört tür barındıran Scatophagidae familyasına mensup Argus’tur (Scatophagus argus). Hint-Pasifik’te yaygın bir dağılım gösterir ve acı sular dâhil olmak üzere, haliçlerde ve nehir girişlerinde yaşar. Bu türle ilgili sıkıntı, büyük akvaryumlarda bile sınırları zorlayacak şekilde 35 cm. uzunluğa erişebilmesidir. Akvaryum ticaretinde en çok genç bireyler yer alır ve akvaryum arkadaşlarına karşı barışçıl olması onu büyük resif sistemlerinde kullanılabilecek ideal bir alg yiyici tür yapar.

Sonuç

Son bir uyarı: Herhangi bir otçul balık almadan önce, bireysel ihtiyaçları ve uyumluluk durumları hakkında daha fazla araştırma yapmanız gerekir; örneğin bazı türler, omurgasızları lezzetli bir atıştırmalık olarak görür. Ve istenmeyen alglerin kontrol edilmesi amacıyla herhangi bir hayvan almadan önce, ilk başta bu oluşumların neden var olduğunu anlamalısınız. Sorunun kökenini doğru şekilde saptamaksızın çözüme otçul hayvanlarla ulaşmaya çalışmak, çoğunlukla pek işe yaramaz. Dahası, balıkların seçimiyle birlikte, eğer akvaryuma bol miktarda hazır yem atılıyorsa, yiyecek için emek harcamalarına gerek duymadıkları bu ortamda birçok balık kolay yolu seçer. Sonrasında, besinlerini akvaryumdan daha az karşılamaya ve zamanlarını bir sonraki bedava yiyeceği bekleyerek geçirmeye başlarlar.


Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: Tropical Fish Hobbyist dergisi, Haziran 2010 sayısı

3 Eylül 2015 Perşembe

Resif Akvaryumunda Anemon Bakımı

Dave Wolfenden, bilim kurgusal bir üreme yöntemine sahip canlılar olan anemonları inceliyor.

Anemonlar, okyanusta yaşayan en göz alıcı canlılar arasındadır ve kim kocaman bir halı anemonuyla palyaço balıklarının ortak yaşamını görüp etkilenmez ki?

Sadece göz alıcı değiller, ayrıca pedal diskleri yırtıldığında kopan vücut dokusu parçası, zemin üzerinde yeni bir bireye dönüşebiliyor. Bu, bir John Carpenter filminde görülebilecek cinsten bir üreme stratejisi.

Anemonlar, akvaryum ortamında çok özel şartlara ihtiyaç duyan, çok zorlu omurgasızlar arasında olabiliyor.

Anemonlar, mercanların ve denizanalarının da dâhil olduğu knidliler (sölenterler) grubundandır. Radyal simetriye ve merkezi bir ağzın etrafında konumlanmış, nematosist (sokucu hücre) dizili tentaküllere sahiptirler. Pedal disklerini kullanarak kendilerini sert zemine yapıştırır veya kuma ya da çamura gömerler.

Temel vücut yapısı sabit kalsa da anemon morfolojisi yaşadığı habitata bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Birçok tropikal anemon, zooksantel ile birlikte yaşar ve bazı türler, palyaço balığı dışında birçok hayvanla da simbiyotik ilişki (ortak yaşam ilişkisi) geliştirir.

İhtiyaçları

Anemonlar su şartları açısından ilgi gerektiren canlılar olabilir ve şartlar istedikleri gibi değilse, kötüleşip solacaklardır. En iyi su kalitesine ve doyma noktasına olabildiğince yakın oksijen seviyesine ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden etkili bir protein skimmer performansının olması arzu edilir.

Herhangi bir amonyak artışı yıkıcı etkiler yaratabileceğinden, oturmuş bir sistemde bakılmaları önerilir. Birçok popüler tür, simbiyotik alg olan zooksantele ev sahipliği yapan hermatipik canlılardır, dolayısıyla uygun biçimde yoğun ‘resif kalitesinde’ aydınlatmaya ihtiyaç duyarlar.

Anemona oksijen ve besin taşınması ve artık maddeleri uzaklaştırılması için akvaryumda yeterli akıntının olması da gereklidir.

Bir kafa motoruyla yaratılan doğrudan akıntı yeterli gelmeyecektir ancak kaotik akıntı düzenleri idealdir. Ayrıca anemonların sıkışıp kalmalarını veya emilmelerini önlemek üzere herhangi bir filtrenin veya kafa motorunun emiş borusunun korunaklı olduğundan da emin olunmalıdır.

Akvaryum Ortamında Bakımları

Anemon seçiminde buruşmuş veya üzeri mukoza ile kaplanmış olanlar yerine ‘açılmış’ ve tombul olanlar seçilmelidir.

Yakalanmaları sırasında en fazla hasarın görüldüğü yer olan pedal diskte zedelenme olup olmadığı incelenmelidir. Hasar belirtisi olan anemonlar satın alınmamalıdır. Yeni bir akvaryuma ilave edilmelerinden önce alıştırılma süreci, damlatma yolu kullanılarak çok yavaş şekilde yapılmalıdır.

Bu süreçte anemon su dışına çıkarılmamalıdır ve amonyak içerebildiğinden, anemonun getirildiği poşetteki su akvaryuma eklenmemelidir.

Bazı akvaristler anemonların ek besine ihtiyaç duymadıklarını savunurken, bazıları ise yemlemenin anemonun sağlığını ve gelişimini artırmak için gerekli olduğunu iddia ederler.

Birçok anemon türü, eğer diğer omurgasızlarla ve birkaç balıkla bir arada bakılıyorlarsa, herhangi bir ek besin olmaksızın, bu canlılardan arta kalan besinleri tüketerek hayatta kalacaktır. Bununla birlikte, agresif ve avcı olan Halı Anemonlarına (Stichodactyla spp.) haftada iki defa güzelce doğranmış hayvansal besinler verilebilir ama aşırı beslenmeden kaynaklanan kirlilik riskine karşı dikkatli olunmalıdır.

Birçok anemon, kısmen sindirdiği yiyecekleri “topaklar” hâlinde dışarı atacaktır. Bunlar kirlilik riski oluşturur ve akvaryum dışına alınmalıdır.

Üremeleri

Birçok türde ayrı cinsiyetler bulunur ve üretimleri yapılabilir. Erkek ve dişi gametler, koordineli şekilde ağız yoluyla salınır. Döllenen yumurtalar, hareketli planula larva hâline gelir ve kendilerine polip olarak gelişim gösterecekleri uygun bir zemin bulurlar.

Eşeysiz yöntemler de mümkündür. Bazı türlerde budama yapmak veya erişkinlerin küçük kopyalarını üretmek söz konusu olabilir. Alternatif olarak, ikiye ayırma yöntemi de kullanılabilir.

Uyumlulukları

Birçok anemon, içerisinde mercanların ve diğer durağan omurgasızların bulunduğu resif akvaryumlara ilave edilir ama bu, her zaman başarılı olmaz çünkü anemonlar, farklı türlerdeki knidlilere (sölenterler) ve aynı zamanda türdeşlerine karşı kimyasal savaş başlatabilir.

Birçok balık türünün anemonların tentaküllerini didikleyeceğini de unutmayın; bu yüzden anemonları asla kelebek balıkları, büyük melek balıkları, tetik balıkları veya iri balon balıkları ile bir arada tutmayın. Akvaryum arkadaşlarının dikkatlice seçilmesi çok önemlidir ve farklı veya aynı tür anemonlar için bolca alan gereklidir.

Boyama, hâlâ iğrenç bir uygulama olarak sürdürülmektedir.

Bazı ihracatçılar, Heteractis crispa gibi anemonları çok çeşitli renklerde boyarlar.

Birçok anemon zaten harika doğal renklere sahipken, boyama uygulamasında ısrar edilmektedir. Bu durum birçok anemonun erkenden ölmesine neden olur.

Anemonları sadece, satışa sunduğu canlıların geçmişini iyi bilen muteber satıcılardan almaya özen gösterin.

Sebae Anemonu
Hobide hangi türler mevcut?

Sebae Anemonu (Heteractis crispa): 45 cm. uzunluğa ulaşır ve her birinin merkezinde pembe bir nokta bulunan uzun ince tentaküllere sahiptir. Sert zemine tutunur ve orta derecede dayanıklı bir anemondur. Birçok palyaço balığı türü, bu Hint-Batı Pasifik anemonuyla ortak yaşam kuracaktır.

Ritteri Anemonu
Malu Anemonu (Heteractis malu): Hint-Pasifik türüdür ve zemine gömülü görece uzun bir gövdeye sahiptir. Çok çeşitli renklerde olabilen bu anemon, 20 cm. uzunluğa ulaşır. Birkaç palyaço balığı türüyle ortak yaşam kurabilir.

Ritteri Anemonu (Heteractis magnifica): Ortak yaşam kurabilen bir başka anemondur ancak 1 m. uzunluğa ulaştığından ve bakımı için birkaç yüz litrelik hacme ihtiyaç duyulduğundan, birçok akvaryum için uygun değildir. Kayalık yüzeylere tutunur ve oldukça gezgin bir türdür. Bu harika Hint-Pasifik anemonu yüksek su kalitesine, yüksek akıntı seviyesine ve yoğun ışığa ihtiyaç duyar.

Dev Karayip Anemonu
Dev Karayip Anemonu (Condylactis gigantea): 30 cm. uzunluğa ulaşabilir ve doğada sığ sulardaki kayalık zeminlerde bulunur.

Palyaço Balıkları bu anemonla ortak yaşam kurmaz çünkü doğada aynı sularda bulunmazlar; akvaryumda ise bazı türler doğal olmayan ortaklıklar geliştirebilir. Bununla birlikte, Periclimenes cinsinden karidesler, Mithrax cinsinden yengeçler, Ok Yengeçleri ve diğer bazı türler dâhil olmak üzere, doğada birçok türle ortak yaşam hâlindedir.

Aydınlatma konusunda görece fazla ihtiyacı vardır.

Balon Uçlu Anemon
Balon Uçlu Anemon (Entacmaea quadricolor): Hint-Pasifik’ten getirilen, dayanıklı, görece ucuz ve birçok Palyaço Balığına, Periclimines cinsi karidese ve Porselen Yengece ev sahipliği yapabilen bir anemondur.

Çoğunlukla balon uçlu tentaküllere sahip olduğundan bu yaygın isme sahiptir ama birçok birey bu özelliği sergilemez. Çeşitli renklerde olabilir ve göz alıcı kırmızı renklenmesi, talep görür ve fiyatının artmasına neden olur.

Balon uçlar, akvaryumda uygun şartlar altında ikiye bölünecektir.

Aydınlatma konusunda çok titiz değildir ve çeşitli yoğunluklara uyum sağlayabilir. 30 cm. uzunluğa ulaşabilir ve yeni başlayanlar için ideal bir anemondur.

Merten Anemonu

Halı Anemonları: Bazı türleri 1 m.den fazla büyüyen, göz alıcı anemonlardır. Büyüklükleri ve agresiflikleri, onları sadece dikkatli bir hesaplama ve planlama sonrasında satın almanız gerektiği anlamına gelir.

Herhangi bir akvaryum ortamı, titizlik isteyen birtakım ihtiyaçları karşılamalıdır ve sisteminizde var olan çeşitli türlerin bu açgözlü anemonlara yem olmaması da eşit derecede önemlidir.

Halı anemonları, çeşitli omurgasızları ve balıkları tüketir, hatta fırsat bulduklarında palyaço balıklarını bile yerler. Buna rağmen Palyaço Balıklarına, Üç Noktalı Domino Kız Balıklarına (Dascyllus trimaculatus) ve Periclimenes cinsi karideslere ev sahipliği yapabilirler.

Dikkatli bir planlama, özel bir sistemin parçası olarak, Halı Anemonlarının bakımı için kilit unsurdur; ‘denenmiş ve test edilmiş’ ortak yaşarları dâhil ederek, omurgasızların ve balıkların sınırlı sayıda tutulması önemlidir.

Aşağıdaki üç tür, Hint-Pasifik kökenlidir:

Dev Halı Anemonu (Sticholdactyla gigantea): 1 m. uzunluğa ulaşır ve çeşitli renklerde olabilir. Daha ‘egzotik’ olanlarının daha pahalı olması muhtemeldir. En az 500 litrelik bir akvaryuma ve sert zemine kendisini gömebilmesi için en az 10 cm.lik geniş bir kum yatağına ihtiyaç duyar.

Haddon Anemonu
Haddon Anemonu (Sticholdactyla haddoni): S. gigantea’nın üçte ikisi büyüklüğe ulaşır ve görece derin bir kum yatağına ihtiyaç duyar. Bu tür de çeşitli renklerde olabilir.

Merten Anemonu (Sticholdactyla mertensii): Kayalık zemine ihtiyaç duymasıyla diğer iki türden ayrılır. S. gigantea’dan daha fazla büyür ve doğadan sıklıkla toplanmaz. Yüksek fiyatlardan satışa sunulur ama yine de talep görür.

Tüp Anemonu
Cerianthus cinsinden Tüp Anemonları da zaman zaman satışa sunulmaktadır. Özel hücreler tarafından bir tüp oluşturma özellikleriyle nam salmışlardır.

Bu anemonların aydınlatma konusunda ihtiyaçları yoktur ve görece loş şartları tercih ederler. Kendilerini gömecekleri kumluk bir zemin isterler. Palyaço balıklarını bile yiyebildiklerinden, onları küçük balık türleriyle bir arada tutma konusunda dikkatli olmalısınız.

Ticareti en fazla yapılan tüp anemonu, 20 cm. uzunluğa ulaşabilen ve Hint-Pasifik’ten getirilen C. membranaceus’tur.

Süslü Kıvrım veya Burgu Anemonu (Bartholomea annulata): 15 cm. uzunluğa ulaşır ve karakteristik kıvırcık görünümlü tentakülleri vardır. Tropikal Batı Atlantik’ten toplanan bu tür, ucuz ve eğlenceli bir anemondur. Birçok anemona göre düşük ışık seviyelerine uyum sağlayabilir ve Aiptasia cinsinden zararlı anemonlarla aynı familyadandır.

Akvaryumda daha az sorun teşkil eder ama diğer omurgasızlara karşı agresif olabilir. Doğada Alpheus armautus türü karideslerle ilişkili şekilde yaşar.


Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: practicalfishkeeping.co.uk
İlgili makale: Anemonlar da Karakter Sahibi!