Kaç çeşit yüz ifadesi sergilersiniz? Mutlu, üzüntülü, şaşkın, korkmuş, kızgın, heyecanlı? Evet, bütün bunlar ve daha fazlası... Yüz ifadeleri, hissettiklerimizi yansıtmak üzere beynimizin yüz kaslarımızı yönlendirme biçimi olarak ortaya çıkar. Şaşırdığımızda kaşlarımızı kaldırırız, utandığımızda göz kapaklarımızı kısarız ve mutlu olduğumuzda gülümseriz, güleriz. Özellikle gülümseme / gülme, bütün hepsi içinde en fazla sergilediğimiz ifade.
Arkadaşlarımızın ve aile bireylerimizin yüzlerindeki mutlu bir gülümsemenin neye benzediğini biliriz; peki hayvanlar gülümser mi? Eğer gülümsüyorlarsa, bir çeşit duygudan kaynaklanan bu gülümsemeyi oluşturan yüz kaslarını kontrol ediyorlar mı?
Hayvanların duygu ifade eder gibi görünen yüzlerine muhtemelen tanık olmuşsunuzdur. Örneğin köpeğiniz... Siz onunla oynarken veya yemek vakti geldiğinde, ağız kenarları gerilmiyor mu? Esasen hiçbir hayvan, şempanzelerden daha fazla insan benzeri yüz ifadeleri sergileyemez. Şempanzeler, maskaralık ederlerken veya insanların kendilerine özel ilgi göstermesini isterlerken dişlerini göstererek sırıtır. Bu sırıtışlar bir mutluluk hissinin ortaya çıkışı olsun veya olmasın, insanlardan aldıkları hoş bir tepki onlara bu davranışı tekrar tekrar sergilemeleri için iyi bir bahane olur.
Son zamanlara dek birçok hayvan davranış bilimcisi, bizim gülümseme olarak tabir ettiğimiz ifadenin bir hayvanda bulunmasının, yüzdeki kasları harekete geçiren bir dizi şartlı refleksten başka bir şey olmadığına inanıyordu. Ancak konu üzerinde yeni bir düşünce, artık hayvanların “gülümsediklerinde” mutluluk ifade ettikleri ihtimalini ortaya koymaktadır. Aslında korku, üzüntü, öfke ve mutluluk gibi birincil ve hatta kıskançlık ve utanma gibi ikincil duyguları hayvanlarla ilişkilendiren çeşitli yeni teoriler mevcuttur. Bir ev köpeğinin sahiplerinin dünyaya yeni gelen bebeklerini “kıskanışını” düşünün. Yahut tüylerinin kesilmesinin ya da herkesin içinde azarlanmasının ardından utanç içinde saklanma davranışı sergileyişini anımsayın.
Cummings Veterinerlik Okulu’nun hayvan davranışları bölüm başkanı Profesör Nicholas Dodman, bilim adamlarının başta köpekler ve kediler gibi evcil türler olmak üzere hayvanlardaki duygusal çeşitliliği eksik değerlendirdiklerini savunmaktadır. Dodman hatta köpeklerin mizah anlayışına sahip olduklarına ve bir çeşit basınçlı nefes ile oluşan kahkahayla bunu gösterdiklerine inanmaktadır. Bu teori, 2005 yılında yapılmış ve 'köpek kahkahası' kaydının dinletilmesi ile birlikte hayvan barınaklarına kapatılmış köpeklerdeki stres seviyesinin düştüğüne dair kanıt içeren bir çalışma tarafından desteklenmektedir.
Kediler içinse Dodman, doğuştan eğri ağızlara sahip olduklarını ve bu yüzden gerçek bir gülümseme yakalamanın zor olduğunu belirtiyor. Ancak kediseverler, koca bir gülümseme olmaksızın kedilerin kendileri için uygun eğitimlere cevap verecek kadar zeki olduklarını ve ihtiyaç hâlinde sevgi terapisini yürütmek üzere sahiplerinin ruh hâlini hissedebildiklerini bilirler.
Ne düşünüyorsunuz? Siz onlarla oynarken ve onları okşarken, evcil hayvanlarınızın yüzünde bir gülümseme beliriyor mu?
Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: ecology.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder