24 Haziran 2014 Salı

Doğa Eksikliği Bozukluğu

Doğa Eksikliği Bozukluğu, Richard Louv’un 2005 yılında yazdığı Doğadaki Son Çocuk (Last Child in the Woods) isimli kitabında geçen; insanların, özellikle de çocukların doğada daha az zaman geçirmelerinin çok çeşitli davranış problemlerine yol açtığına dair bir hipotezi işaret etmektedir. Bu bozukluk, akıl hastalıklarıyla ilgili herhangi bir tıbbi kitapta tanımlı değildir. Kanıtlar 2009 yılında toplanmış ve yeniden gözden geçirilmiştir.

Louv, bu durumun nedenleri arasında ebeveynlerin korkularının, doğal alanlara sınırlı erişimin ve ekran bağımlılığının olduğunu iddia etmektedir. Geçtiğimiz dönemde yapılan araştırmalar, ABD'de doğal parkları ziyaret eden çocuk sayısındaki azalış ile elektronik ürün tüketen çocuk sayısındaki artış arasında büyüyen bir tezatlık olduğunu ortaya koymuştur.

Richard Louv on yılını ABD'de kırsal veya kentsel alanlarda yaşayan ebeveynler ve çocukları ile doğadaki deneyimleri üzerine konuşarak ve röportaj yaparak geçirmiştir. Louv, sansasyonel medya çevresi ve paranoyak ailelerin, sanal oyunlar üzerinden "güvenli" sistematik faaliyetleri teşvik eden çekişmeli korku kültürünü yükseltirken, tam olarak "ormanlardan ve açık alanlardan korkan çocuklar" yarattıklarını öne sürmektedir.

Bu eğilimlerin farkındalığında, bazı kişiler insanların içgüdüsel olarak doğa sevgisine sahip olduklarını (biyofili hipotezi) ve örneğin açık hava eğitimi veya çocukları orman okullarına ya da kamplarına göndermek gibi, dışarıda daha fazla zaman geçirme adına adımlar atacaklarını savunmaktadırlar. Ağır ebeveynliğin, serbest bırakma yaklaşımının bir bölümü olarak, çocukların içeride tutulması yerine doğal çevrelere gönderilmesini savunması muhtemelen bu düşünceyle uyuşan bir durumdur.

Doğa sadece doğal parklarda bulunmaz. Robert Michael Pyle'ın yazdığı Çocuklar ve Doğa (Children and Nature) isimli kitabın "Boş Arsalardaki Cennet" bölümünde, küçük bakımsız alanlarda keşfetme ve merak giderme fırsatları olduğu vurgulanmakta, Detroit şehrinde yıkılan binalar yüzünden sayısı giderek artan yaklaşık 30.000 boş arsanın bulunmasının sevindirici bir durum olduğu belirtilmektedir.

Bununla birlikte teşhis, çocukların nasıl ve neden dışarıda ve doğada yeterli zaman geçirmedikleri sorununu belirsizleştiren ve çözümsüzleştiren bir yanlış tanı koyma şekli olarak eleştiri almıştır.

Nedenler

Ebeveynlerin çocuklarını tehlikelere karşı güven altına almak için onları içeride tutması. Richard Louv, çocuklarımızı sorun yaratacak ve onların doğayla bağlantı kurma yeteneklerinin bozulmasına yol açacak şekilde koruyor olabileceğimize inanıyor. Ebeveynlerin ağırlıklı olarak medya tarafından körüklenen ve sürekli artan "yabancı tehlikesi" korkuları, çocukları iç mekânlara hapsediyor ve dış dünyayı keşfetmeleri yerine bilgisayarlara bağlıyor. Louv'a göre ebeveynlerin çocuklarının hayatları üzerinde aşırı kontrol ve etki etmeleri durumu, Doğa Eksikliği Bozukluğuna neden olabiliyor.

Çocuğun semtindeki ve şehrindeki doğal çevrelerin azalması. Birçok parkta ve doğal alanda, sınırlı erişim ve "Çimlerin üzerine basmayınız." uyarısı bulunmaktadır. Çevreciler ve eğitimciler de çocuklara "Bak ama dokunma." diyerek bu kısıtlamanın artmasına neden olmaktadır. Onlar doğal çevreyi korurlarken, Louv bu korumanın çocukların doğa ile olan ilişkisi üzerindeki bedelini sorguluyor.

İç mekânlarda geçirilen zamanın artması. Televizyonun, bilgisayarın ve video oyunlarının gelişiyle çocuklar içeride kalmak için fazla nedene sahip olmaktadır. Örneğin ABD'de çocuklar, elektronik ortamda haftada ortalama olarak 44 saat (günde ortalama 6 saatten fazla) harcamaktadırlar.

Etkiler

Çocuklar, dolaysız doğal çevreleri hakkında sınırlı ilgiye ve saygıya sahip olmaktadır. Louv, Doğa Eksikliği Bozukluğunun çocuklarımız üzerindeki etkilerinin gelecekte daha büyük bir sorun olacağını söylüyor: "Yaklaşık olarak son otuz yılda çocuklar ve doğadaki doğrudan deneyimleri arasında hızla artan bağlantı kopukluğu, sadece gelecek nesillerin sağlığı için değil, ayrıca dünyanın sağlığı için de derin sonuçlara yol açmaktadır." Doğa Eksikliği Bozukluğunun etkileri, ebeveynlerine göre ilk neslin daha kısa bir ömre sahip olması riskine neden olabilir.

Dikkat eksikliği bozukluğu ve depresyon gelişebilir. "Bu problem, doğada zaman geçirmeyen çocukların anksiyete, depresyon ve dikkat eksikliği bozukluğu gibi rahatsızlıklara yatkın olmasından kaynaklanmaktadır." Louv açık alanlara çıkmanın ve sessiz ve sakin ortamlarda bulunmanın bu konuda büyük yardımı olabileceğini ileri sürüyor. Illinois Üniversitesi'ndeki bir çalışmaya göre, doğa ile etkileşim içerisinde olmanın, çocuklardaki dikkat eksikliği bozukluğunun semptomlarını azalttığı ortaya konulmuştur. Araştırmaya göre: "Genel olarak bulgularımız, okul sonrasında ve haftasonlarında yaygın olarak yapılan aktivitelerde tipik doğal çevrenin etkisine açık olmanın çocuklardaki dikkat eksikliği bozukluğu semptomlarının azalmasında geniş bir etkiye sahip olabildiğini göstermektedir." Dikkat Restorasyonu Teorisi de hem kısa dönemde kişinin yeteneklerinin onarılması hem de uzun dönemde stres ve sıkıntılarla baş edebilme yeteneğinin kazanılması konularında bu fikri daha ileri taşımaktadır.

Dikkat eksikliği bozukluğu ve duygudurum bozuklukları ile birlikte, okulda alınan düşük notların da Doğa Eksikliği Bozukluğu ile ilişkili olduğu görülmektedir. Richard Louv: "Kaliforniya'da ve ülke genelinde öğrenciler üzerinde yapılan çalışmalar göstermektedir ki açık alan sınıfları ve diğer deneysel eğitim biçimleri kullanan okullar, öğrencilerin sosyal çalışmalarda, fen bilimlerinde, dil öğreniminde ve matematikte dikkate değer kazanımlar elde etmelerini sağlamaktadır."

Çocukluk obezitesi, yaygınlaşan bir sorundur. ABD'de yaşları 6 ila 19 arasında değişen 9 milyon çocuk, aşırı kilo veya obezite problemi yaşamaktadır. Amerikan Tıp Enstitüsü, geçtiğimiz 30 yılda çocukluk obezitesinin ergenlerde iki kat ve 6 ila 11 yaşlarındaki çocuklarda üç kat arttığını iddia etmektedir.

Public School Insights'ta yayımlanan bir röportajında Louv, "stres azalımı için dikkat süresi üzerindeki pozitif etkisinden; yaratıcılık, bilişsel gelişim ve merak duygusu ve dünyayla iletişimlerine kadar her şey" olmak üzere, Doğa Eksikliği Bozukluğunun tedavisinin bazı pozitif etkileri üzerinde duruyor.

Organizasyonlar

'İçeride Çocuk Kalmasın Koalisyonu', çocukların dışarı çıkmaları ve aktif öğrenme yapmaları konusunda çalışmaktadır. Koalisyon üyeleri, Doğa Eksikliği Bozukluğu sorununun üzerinde durulmasını umut etmektedirler. Şu anda, okullarda çevresel eğitimin arttırılmasını sağlayacak İçeride Çocuk Kalmasın Hareketi üzerinde çalışmaktadırlar. Koalisyon, "öğrencilerin ilgisini dış mekânlara yönlendirerek" ve onları yaşadıkları doğal dünyayı keşfetmeleri için cesaretlendirerek Doğa Eksikliği Bozukluğu sorununun çözümüne katkı sağlanabileceğini iddia etmektedir.

Kolombiya'da OpEPA örgütü, 10 yıldan fazla süredir bu konunun üzerinde durmaktadır. OpEPA'nın misyonu, çevresel sorumlulukla hareket edebilecekleri şekilde çocukları ve gençleri dünya ile yeniden iletişime geçirmektir. OpEPA, çalışmalarını üç eğitim basamağı üzerinden gerçekleştirmektedir: Düşünsel, deneysel ve duygusal / ruhsal.

Eleştiriler

Bazı kişiler Doğa Eksikliği Bozukluğunu değerlendirmiş ve eleştirmiştir. Bunların arasında Kuzey Karolina Üniversitesi'nden, orman çevresi eğitim programı ile birleşik olarak Doğa Eksikliği Bozukluğu üzerine çalışma yapan Yardımcı Doçent Elizabeth Dickinson da vardır. Dickinson, Louv'un ve K-12 orman eğitmenlerinin çevresel ve çocuk-doğa etkileşimi ile ilgili problemler hakkında konuşmak için kullandıkları dili ve erişkinlerin çevre ve insan olgusu üzerindeki tutumlarını analiz etmiştir.

Dickinson; Louv ve eğitmenlerin çözüm olarak sundukları beceri gösterme ve tanımlandırma gibi iki uygulamanın nasıl sorunun bir parçası hâline geldiğini göstermektedir. Sorunun üzerine daha iyi eğilmek için duygusal iletişim ve tanım koymama gibi diğer eğitimsel uygulama çeşitleri kullanılabilir. Aşağıda Dickinson'ın makalesinin bir özeti yer almaktadır:

"Bu çalışma, Richard Louv'un çocukların nasıl ve neden doğadan uzaklaştığına dair popüler 'Doğa Eksikliği Bozukluğu' teorisini incelemekte ve eleştirmektedir. Spesifik olarak, Doğa Eksikliği Bozukluğu teorisini Louv'un çağrısına uyan ve bunu eyleme döken bir ormanı koruma eğitim programı kapsamında araştırdım. Louv'un ve orman eğitmenlerinin ifadelerinin altında yatan, insan-doğa ilişkileri hakkında bazı kültürel varsayımlardır. Bu ifadeler, bir ayağa kaldırma masalı gibidir ("Çocuklar doğadan ayrı kaldılar ve doğaya dönmek zorundadırlar.") ve yeniden iletişim için beceri gösterme ve tanımlandırmayı öne sürmektedirler. Ben daha derin kültürel araştırmaların ve alternatif uygulamaların yokluğunda, Doğa Eksikliği Bozukluğunun sorunu belirsizleştirebilen ve zorlaştırabilen, tartışmaya açık güncel çevresel söylem şeklindeki bir yanlış tanı olduğunu savunuyorum. Yetişkinlere çağrım, insan psikolojisinden yola çıkarak, sorunun kültürel köklerine inerek ve duygusal dışavurum ve tanımlandırmama gibi geleneksel olmayan iletişim uygulamalarını kullanarak, insan ve doğa arasındaki bağlantı kopukluğu üzerine yeniden düşünmeleri olacaktır."


Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: Wikipedia > Natural Deficit Disorder
Çevirmenin notları: (1) Yard. Doç. Elizabeth Dickinson'ın getirdiği eleştiri, sorun üzerinde farklı bir yaklaşım geliştirilmesinin gerekliliği üzerinedir. Richard Louv ve onun çağrısına uyan eğitmenler, soruna daha çok geleneksel ve kültürel bağlamlarda yaklaşmaktadırlar. Dickinson ise psikolojik perspektifler üzerinden ilerlemenin doğruluğuna inanmaktadır. Farklı yaklaşım tartışmalarının ışığında, henüz gelişmekte olan büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuz da aşikârdır. Ancak ne yazık ki bu sorunun ileride ulaşacağı boyutlar konusunda henüz elimizde ciddi veriler bulunmamaktadır.
(2) Richard Louv'un Doğadaki Son Çocuk isimli kitabı, ülkemizde 2010 yılında Tübitak Yayınları'ndan çıkmıştır.

"Çocuk ve doğa hareketi şu temel fikirden güç alıyor: Doğadaki çocuk, soyu tehlike altında olan bir türdür ve çocukların sağlığı ile yeryüzünün sağlığı birbirine sıkı sıkıya bağlıdır." -Richard Louv-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder