30 Ocak 2015 Cuma

Su Altı Heykelleri (Jason deCaires Taylor)

Jason deCaires Taylor, dünyanın ilk su altı heykel parkını tasarladı ve yarattı. Batı Hint Adaları'nda Grenada kıyılarında konumlandırılan parkın adı MUSA (Museo Subacuatico de Arte) ve park, 500'ün üzerinde heykel çalışmasına sahip, muazzam bir müze. Çalışmalar, okyanus ortamına uyum sağlayacak şekilde ve hem olumlu hem de hayatı teşvik edici olarak insan müdahalesinin resmedilmesi yoluyla dingin nesnelerin yaşayan mercan resiflerine dönüştürülmesi amaçlanarak yapılmış. Taylor’ın sanatı çevresel farkındalığı arttırmayı, sosyal bir dönüşüm başlatmayı ve su altı dünyasının doğal güzelliğinin kıymetini bilmemizi sağlamayı hedefliyor.

Kaynak: ignant.de
Çevirmen: Anıl Altın
Çevirmenin notu: underwatersculpture.com
Fotoğraflar: Jason deCaires Taylor

21 Ocak 2015 Çarşamba

Gelenekselci Bir Akvarist misiniz, Yoksa Modernist Bir Akvarist mi?

Nathan Hill, günümüzde akvaristlerin iki gruba ayrılıp ayrılmadığını merak ediyor ve böyleyse, sizin hangi tip bir akvarist olduğunuzu irdeliyor.

Bir akvaryum toptancısıyla ilginç bir konuşma yaptıktan sonra, akvaryum ticareti hakkında biraz düşündüm. Anladığım kadarıyla -konuşmanın başlıca içeriği de bu idi- günümüzde akvaristler iki gruba ayrılıyorlar.

Köklere dönüş

Bir grup geleneksel balıksever var ve ilgi odakları sadece ve sadece balıklar.

Yaptığım ziyaret ve görüşmelerde aldığım notlara göre bu akvaristler, besledikleri canlıların yapılarından ve hareketlerinden aldıkları keyfi, her şeyin üzerinde görüyorlar. Balıklarının davranışları, biçimleri, beslenme alışkanlıkları ve renkleri, onları büyülüyor.

Bu akvaristler için akvaryum estetiği ikincil planda ve hatta önemsiz. Lüks ve pahalı dekorlara veya parlak borulara; biçimli LED aydınlatmalara ya da armatürlere ilgi göstermiyorlar. Onlar için işlevsellik, görüntüden önce geliyor.

Sadece balık ve yine balık istiyorlar. Akvaryumun çok renkli olması veya zeminde farklı tiplerde malzemenin bulunması hiç önemli değil. Örneğin hazine sandığı dekoru veya balıkların içerisine saklanabileceği testiler satın almıyorlar.

Peki neden olmasın? Sonuç olarak akvaryumda bir batık gemi ya da ilginç bir odun parçasının olup olmaması, balıklara daha az ilgi ve bakım gösterilmesine neden oluyor mudur?

Modernistler

Diğer taraftan, modern akvaristler var. Genel olarak bunlar akvaryum kendilerine verdiği etki ile ilgilenen ya resif akvaryumu sahipleri ya da akuadizayncılar. Bu kimseler için bu durum, işi bir şova dönüştürmekle ilgili olarak hobinin rekabetçi doğasıdır.

Tahminimce, gelenekselcilerin eli sıkı oldukları iddia edilemese de modernistler, hobide daha fazla harcama yapmaktan mutlu oluyorlar. Bununla birlikte tanıştığım birçok geleneksel akvarist de pahalı türler ve projelerle ilgileniyor görünmektedir.

Örneğin Zebra Vatoz üreten kişiler; metal akvaryum setleri üzerinde, hava motoru ile çalışan filtrelerin kullanıldığı cama cam akvaryumlarda, basit ve adeta çirkin kurulumlara sahiptirler. Ancak aşırı pahalı balıkları, ancak içerisinde büyük bir tutku taşıyan kimselere hitap etmektedir.

Ben modernistçilerin harcamalar konusunda gelenekselcilere göre çoğunlukla daha az bilgi sahibi olduklarını gözlemledim. Onlar için bazen balığın yaygın (ve bilimsel) adı önemli olmayacaktır; sadece balıkların görünüşlerindeki genel estetik etkiden memnuniyet duymak yeterli gelecektir.

Akvaryum ticareti bana göre bu sözde kutuplaşmayı yansıtıyor gibi görünmektedir. Akvaryumculara göz atın, bir öneri çeşitliliği göreceksiniz. Bazıları daha çok butik mağazalar gibidir ve kırılabilir süsler, hava motoruyla çalışan dekorlar ve çoğunlukla yüksek fiyatlı, göz alıcı ekipmanlar satışa sunarlar.

Diğer bazı tip akvaryumcularda ise temel tipte mobilyalı akvaryumlar bulacaksınızdır; hatta bunlardan bazıları ikinci el bile olabilir. Bundan başka, en temel akvaryum gereçleri de satılabilmektedir. Örneğin biçimleri kaba saba olan, basit ucuz filtreler...

Kökenler?

Gördüğüm kadarıyla insanların hobiye giriş yapmasının üç temel nedeni var ve bunlarla ilgili olarak şöyle düşünüyorum.

İnsanların balık beslemeye başlamasının ardındaki önemli bir nedenin, küçük bir akvaryum kurmanın nispeten ucuz olması olarak tahmin etmişimdir. Çocukların ısrar gücü, ekonomik açıdan yeni bir kurulum yapabilme gücü ve rengârenk balıklara bakabilmenin geçmişe göre daha kolay olması, sanırım hobiye giriş yapmada önemli rol oynayan unsurlar.

Uzun perakende satış kariyerime dayanarak diyebilirim ki şaşırtıcı oranda büyük bir kısım akvarist, nostaljik etkilerle hobiye giriş yapıyor. Geçmişte içerisinde akvaryum bulunan bir evde büyümüşler. Bu gruptaki insanların olmak istedikleri yaşa gelmiş olduklarını ve kendi akvaryumlarını kurmak için belli bir gelir düzeyine ulaştıklarını fark ettim. Eskiden aile üyelerinin sahip olduğu akvaryuma benzeyen ve genellikle yeni, karmaşık ve yüksek teknolojili özelliklere sahip olmayan bir kurulum yapmak istiyorlardı.

Üçüncü ve nadiren görülen grup ise herhangi bir yerde gördükleri akvaryumlardan veya bir mağazada karşılarına çıkan yüksek teknolojili kurulumlardan etkilenmiş kimselerdir ve ilk kurulumları için, dikkatlerini çeken akvaryumu taklit etme çabasında olurlar.

Ancak tekrar etmek isterim ki bu gruptaki insanlara nadiren rastlanıyor.

Siz hangi gruptasınız ve neden?

Siz hangi tipte bir akvaristsiniz? Gelenekselci misiniz? Modernist misiniz? Yoksa başka bir tip mi?

Kendimden söz etmem gerekirse, gelenekselci olarak başladım ve yıllarca da böyle kaldım. Üst üste yer alan akvaryumlara sahiptim ve her taraftan kablolar çıkıyordu. Bir filtreyi fişten çekmek, bağlı bulunduğu prizi bulana kadar döngülerin ve düğümlerin arasında uzun kabloları takip etmeyi gerektiren zahmetli bir işti. DIY kapaklar ve etrafından kablo bağları geçen borular vardı ve o zamanlar bunları hiç önemsemiyordum.

Şimdi düşündüğümde ne çeşit taban malzemesi kullandığımı zar zor hatırlayabiliyorum ama en azından birkaç defa parlak bir şeyler kullanmıştım.

Daha sonraları, büyük ölçüde modernist oldum veya ben öyle düşünmek istiyorum. Balıklara duyduğum ilgi ve sevgi hâlâ her şeyin üzerinde ve bugün bile bir akvaryum en tuhaf hatayla kurulmuşsa, ilgim doğrudan içerisindeki balıkları görmeye yönelik olacağından, hatayı fark etmek birkaç dakikamı alacaktır.

Bu iki grubun karşılıklı birbirlerinden ayrı olup olmadığından emin değilim. Bence hem balıklara hem akvaryumun görünümüne aynı anda odaklanılabilir. Sadece, bu ikisine aynı derecede özen gösteren çok fazla kişiye rastlamıyorum.

İki grubun ortasında bir yerlerde olan akvaristler var mıdır acaba?


Yazan: Nathan Hill (İngiltere)
Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: practicalfishkeeping.co.uk

2 Ocak 2015 Cuma

Daha İri Erkekler, Dişiler için Daha Fazla İş Yükü Anlamına Geliyor

Geçtiğimiz günlerde Current Zoology (Güncel Zooloji) dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre bir Amerikan cichlid türünde, daha iri erkeklerle eş tutan dişiler, kuluçka bakımı sürecinde daha fazla iş yükleniyor.

Kosta Rika’daki Cabuyo Nehri’nde yaşayan Amatitlania siquia türü cichlidler üzerinde çalışma yürüten Ashley Robart, ebeveynleri ve yavruları ölçüm için yakalamadan önce balıkların yuva koruma davranışlarını (10’ar dakika sürelerle) yerinde gözlemlemiştir.

Robart, daha iri dişilerle eş tutmuş dişi cichlidlerin, yuvaya yaklaşan davetsiz misafirleri daha sıklıkla kovaladıkları bulgusuna ulaşmıştır. Bununla birlikte, dişilerle erkekler arasındaki fark arttıkça, daha iri erkekler davetsiz misafirleri daha az kovalarken, bu görev daha çok dişilere düşmektedir.

Amerikan zebra cichlidlerinde erkek kalitesi ve ebeveyn bakımının miktarı arasında bir korelasyon vardır; erkek kalitesi arttıkça, ebeveyn bakımı konusunda dişilerin çabaları artmakta ve erkeklerinki azalmaktadır.

Artan dişi ilgisi ayrıca erkek bakımının sağlanması ve eşlik durumunun devam ettirilmesi konularında da özendiricidir ve bu da yavruların hayatta kalma oranını arttırarak daha iyi bir üreme başarısına neden olur.


Çevirmen: Anıl Altın
Kaynak: practicalfishkeeping.co.uk
Çevirmenin notu: Makaleden anlaşılmaktadır ki erkek kalitesindeki artış, dişiler için daha fazla iş yükünü beraberinde getirse de üreme başarısını arttıran bir durumdur.